ONDOKUZ Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Şehir Polikliniği’nde her hafta düzenlenen ‘Hasta eğitim seminerleri’ kapsamında ‘Hemoroid sorunu ve çözümleri’ konulu sunum gerçekleştirildi. Çok sayıda vatandaşın katıldığı seminere konuşmacı olarak yer alan OMÜ Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zafer Malazgirt, hemoroidlerin toplumun gizli bir derdi olduğunu belirterek “Hastalar genelde ‘belki geçer, kanıyor ama idare ediyorum, geçmezse düşünürüm’ şeklindeki düşüncelerle bu derdi sürekli erteleme eğilimindeler. Hemoroid denilen yapılar aslında anal bölgede yer alan anal yastıkçıklardır. Bu yapıların, tıpkı göz kapağımız, burnumuz ya da parmağımız gibi önemli görevleri vardır” dedi. Hemoroid oluşmaması için sağlıklı beslenmenin, bol su içmenin ve iyi bir tuvalet alışkanlığının önemini vurgulayan Malazgirt, “Ülkemizde sebze ve meyve tüketiminin bol olması, pazara gitme alışkanlığının bulunması Türk mutfağının hububat ve sebzeden zengin olması bizim için önemli bir şans” diye konuştu.
10 Ekim 2008 Cuma
Her hemoroidin kötü olmadığını söyleyen Prof. Dr. Zafer Malazgirt’in sesini Halk Gazetesi tüm Karadeniz’e duyurdu.
ONDOKUZ Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Şehir Polikliniği’nde her hafta düzenlenen ‘Hasta eğitim seminerleri’ kapsamında ‘Hemoroid sorunu ve çözümleri’ konulu sunum gerçekleştirildi. Çok sayıda vatandaşın katıldığı seminere konuşmacı olarak yer alan OMÜ Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zafer Malazgirt, hemoroidlerin toplumun gizli bir derdi olduğunu belirterek “Hastalar genelde ‘belki geçer, kanıyor ama idare ediyorum, geçmezse düşünürüm’ şeklindeki düşüncelerle bu derdi sürekli erteleme eğilimindeler. Hemoroid denilen yapılar aslında anal bölgede yer alan anal yastıkçıklardır. Bu yapıların, tıpkı göz kapağımız, burnumuz ya da parmağımız gibi önemli görevleri vardır” dedi. Hemoroid oluşmaması için sağlıklı beslenmenin, bol su içmenin ve iyi bir tuvalet alışkanlığının önemini vurgulayan Malazgirt, “Ülkemizde sebze ve meyve tüketiminin bol olması, pazara gitme alışkanlığının bulunması Türk mutfağının hububat ve sebzeden zengin olması bizim için önemli bir şans” diye konuştu.
Samsun’un Kalbi; Cumhuriyet Meydanı…
Birçok ünlü sanatçının katılımıyla gerçekleşen bu coşkulu kutlamalara ev sahipliğini Cumhuriyet Meydanı üstlendi.
Meydanlar; sadece şenliklerde değil, sendikal eylemlerde bireylerin sesini duyurabileceği, siyasilerin seçim mitinglerinde halka seslenebileceği bir platform olarak da büyük önem taşır. Cumhuriyet Meydanı, işte böyle bir görevi sessizce ve başarıyla yerine getirmektedir. Tüm bunların dışında, günlük yaşamın telaşı içinde fark edilmeyen birçok güzelliği de barındırmaktadır Cumhuriyet Meydanı.
Her sabah telaşla işe yetişmeye çalışanları karşılayan güvercinleriyle, güneşin ve gökyüzünün aydınlığında banklarda oturup günün yorgunluğunu atan insanlarıyla Samsun’un kalbidir Cumhuriyet Meydanı.
Dört mevsim üzerine düşeni tüm güzelliğiyle sunar şehrin insanlarına. Yazın doğan güneşiyle, bahar yağmurlarıyla ve kışın yağan karıyla çevredeki ağaçlar ve yeşillikler ile bütünleşir adeta.
Biz de SamsunCerrahi olarak tüm bu güzelliklere tanık olup, Cumhuriyet Meydanı’nın bir parçası olmaktan mutluluk duyuyoruz. Şimdi sizler de aşağıdaki noktalara Cumhuriyet Meydanı’ndan ya da her nerede iseniz kendi meydanlarınızdan notlar düşebilirsiniz.
………………………………………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………………………………………
Meydanlar, şehrin kalbidir; orada atar sevgiler, coşkular ve dostluklar. Cumhuriyet Meydanı bizim meydanımız. Mutlu birliktelikler yaşayacağınız, güzelliklerini tadacağınız Cumhuriyet Meydanı’na arada bir yolunuzun düşmesi dileklerimizle.
M. Seda Uzkibar
SamsunCerrahi
23 Eylül 2008 Salı
İlginç Bir Konuk SamsunCerrahi’de...
İlginç bir konuk SamsunCerrahi’de.
Şeker mi şeker. Hünerli ve de.
Animatör. Dijital artist.
Özlem Ayvaz.
Hiç de gözünden kaçmaz.
Bu yüzden karakter avcısı.
Marifeti, bulup çıkarması
İçimizdekini dışarı.
Bir ben var benden içeri.
Derler de, ona uymaz.
Dedim ya adı özlem ayvaz.
Bir ben var benden dışarı.
Çocuksuluğumuz muzipliğimiz yarattıkları,
Hepsi de mahallemizin sevimli haylazları.
Bekliyorlar oynarken,
Sizlerle tanışmayı.
Lay lay lom, lay lay lom.
http://ozlemayvazzz.blogspot.com
Eşi de ressam: Taylan,
Bence o blogdaki korsan.
Bir de kız var yaramaz,
Kanımca bütün yaramazlar biraz ayvaz
Oysa usulca saklanmış birisine,
Üstelik karıştırmış iyice,
Karışık teknik diye,
Evet evet özlem ayvaz o,
Çok neşeli gözükmüyor.
Niyedir acaba?
E kolay değil ablalık,
Bunca sevimli hınzıra,
Yoruluyordur insan,
Farkında olunmasa da…
Prof. Dr. Zafer Malazgirt
Gelincikler...
Yılın bir gününde çevremizi narin kırmızı renkleriyle donatıveren ve geldikleri gibi sessizce yok oluveren gelincikleri hiç düşündünüz mü? Bize yaşamın kısa ve zor ve bir o kadar da güzel ve özgür olduğunu anlattıklarını hiç fark ettiniz mi?
Sevgi Soylu Koyuncu yıllardır gelinciklerle birlikte. Önce onları canlandırıyor, sonra dillendiriyor, öykülerini dinleyip onların bizlere anlatmak isteyip de anlatamadıklarını bizlere sunuyor.
Bütün gelincikler tanıyor onu. Kırmızısı, sarısı, moru, eflatunu. Hepsi gelip anlatıyorlar öykülerini ve öylece yer alıyorlar Sevgi Soylu’nun tablolarında.
Gelincikler gidemiyorlar bir yere, öylece çıkıp yok oluyorlar oldukları yerde. Sevgi Soylu alıyor götürüyor onları her yere. İstanbul’a, Ankara’ya ve şimdi de New York’a.
Gelincikler “yine de güzeldir yaşamak” diye haykırıyorlar ama duyuramıyorlar seslerini bizlere. Sevgi Soylu duyuyor onları, öykülerini anlatıyor her yerde. İstanbul’da, Ankara ‘da ve şimdi de New York’ta.
Sevgi Soylu’nun gelincikleri.
Yüzlercesi demet demet tablolarında.
Hep yaşıyorlar hem de konuşarak.
Yemek Borusu - Mide pH Ölçümü
Mide yemek borusu yangısı bulunan hastaların önemli bir bölümünde etken mide suyunun reflüsü yani yemek borusuna geri kaçmasıdır. Bu sinsi sorun bireylerde göğüste yanma, sık boğaz iltihabı, öksürük hatta astım ve bronşite yol açmaktadır. Mide fıtığı bulunan olgularda geri kaçma daha da sıktır. SamsunCerrahi’de Temmuz 2007’de kullanıma giren yeni cihaz ile, mide suyunun yemek borusuna geri kaçıp kaçmadığını, kaçıyorsa şiddeti, süresi, yemek ve yatma ile ilişkisi ortaya konmaktadır. Bu konuda eğitimli personelin yönetiminde elde edilen veriler hastalarımızın yakınma ve klinik bulgularıyla birlikte değerlendirilmektedir.
Günümüzde pH Ölçüm Çalışmaları, Gastroözafagcal reflünün tanınması ve tedavisinde temel alınan en önemli kriterlerden biridir.
Daha geniş bilgi için SamsunCerrahi’ye başvurunuz.
Anorektum Basınçları Ölçümü
Anüs, rektum ve kalın barsağa ait çok çeşitli sorun ve bulgunun gerçek etkenini ortaya koymak genellikle zor bir klinik uğraştır ve ek fizyolojik tetkik yapılmasını gerektirir. “Pelvik taban hastalıkları” olarak tanımlanan bir şemsiye altında toplanan bu sorunların ortak özelliği sinir ve kas işlevlerinde ki bozukluk veya uyumsuzluktur. Bu bozukluklar kendini kabızlık, dışkılayamama, aşırı ıkınma, dışkı taşlaşması, makat sarkması, dışkı kaçırma veya tutamama gibi farklı klinik rahatsızlıklar olarak gösterir.
Anüs ve rektumun farklı işlevler sırasında gösterdiği kasılma ve gevşemeleri ölçmek ve uygun bilgisayar yazılımları kullanarak bu bilgileri klinik tanıya dönüştürmek tekniğine Anal Manometri Çalışması = Anorektum Basınçları Ölçme Çalışması denmektedir. Bu teknik tüm mevcut tüm bilgisayarlı ölçüm yeteneğiyle birlikte Temmuz 2007’den beri SamsunCerrahi’de hastalarımızın hizmetine sunulmuştur.
Eğitimli personel yönetiminde yürütülen bu çalışma ile enstitümüz ve dışındaki merkezlerden gönderilen hastaların anorektum rahatsızlıkları fizyolojik yönden incelenmekte ve muhtemel tanılar ortaya konmaktadır.
Bu bilgisarlı ölçüm tekniği hastalarımıza gereken en uygun tedavi yönteminin de seçimine katkı sağlamaktadır.
Daha geniş bilgi için SamsunCerrahi’ye başvurunuz.
29. Avrupa Fıtık Kongresi 6-9 Mayıs 2007 Tarihinde Atina’daydı.
2. Ulusal Fıtık Kongresi Antalya’da Düzenlendi
Altı yabancı konuk, 61 konuşmacı ve oturum başkanı, 6 poster jürisi ve sözlü bildiri değerlendirme kurulunun görev yaptığı kongrede toplam katılımcı sayısı 450 civarındaydı.
Bilimsel oturumların yanı sıra mini su olimpiyatı’nın da gerçekleştiği bu kongrede cerrahlar yanı sıra eşleri ve çocukları da çok eğlendiler.
En iyi sözlü bildiri Tokat Gazi Osman Paşa Üniversitesi Genel Cerrahi AD ekibine verildi.
MHA 2008 KOS Adasında.
Türk ve Yunan fıtık derneklerinin öncülüğünde kurulan Akdeniz Fıtık Birliği ilk kongresini 5-7 Eylül 2008’de KOS adasında düzenleyecek. Her iki dernek de yıllık olağan kongre ve toplantılarını birleştirerek Ege’nin iyi yanındaki cerrahları kucaklaştırmayı amaçlıyor.
2. Ulusal Fıtık Kongresi 17-20 Mayıs 2007’de Antalya’da Düzenleniyor.
OBEK, ilk toplantısında pesto soslu spagetti ikram etti.
Oturum Başkanlığını Profesör Doktor Zafer Malazgirt’in yaptığı toplantının ilk oturumunda, Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Profesör Doktor Sevinç Yücecan, Akdeniz diyeti ve sırlarını dinleyicilerle paylaştı. Çok yoğun ilgi gören bu seminerde zeytinyağı, sebzeler, meyvalar ve kokulu bitkilerin besinsel önemleri açıklandı. Ayrıca, sebzelerdeki hormonlar, zeytinyağının kullanma biçimleri, fındık yağının değeri, domatesi tüketme biçimleri gibi güncel konular dinleyiciler tarafından sorularla tartışmaya açıldı.
Akdeniz Mutfakları Konservatuarı Türkiye Başkanı Sayın Uzmanı Hasan Açalan, bir gurme gözüyle Akdeniz mutfağını anlattı. Nefis slayt gösterisi, ilginç kıyafeti ve sunum şekliyle zeytinyağını, üzümü, şarabı, domatesi ve fesleğeni kullanım biçimleri ve lezzetleriyle dinleyicilere tanıttı. Yemekte pesto ve arabbiata soslu spagetti ve hamsi ezmeli kanepeyi katılımcılara ikram etti. Katılımcıların yoğun ilgisini çeken bu toplantı giderek çok katılımlı bir tartışmaya dönüştü. Normal süreleri aşan bu toplantının katılımcılar tarafından farklı mekanlarda tekrar edilmesi istendi.